Müslümanlar tüm hayatlarını Allah (cc)'ın rızasını kazanmaya adamış, cennete ulaşma umudu taşıyan, samimi insanlardır. Bu amaçları onları her an canlı, şevkli ve uyanık tutar. İçinde bulundukları şartlar ve ortam değişse de onların bu imani derinlikleri hiç değişmez; samimi, şevkli, Allah (cc)'a karşı teslimiyetli tavırlarını korurlar. Allah (cc)'ın emir ve yasaklarına karşı hassasiyetlerini her an muhafaza ederler. Allah (cc)'a samimi olarak iman eden bir insan, tüm olayların Allah (cc)'ın kontrolünde ve Rabbimiz'in belirlediği kader doğrultusunda işlediğine kesin olarak iman eder, her zorluğun ardından mutlaka bir kolaylığın yaratılacağına inanır. Allah (cc) bu gerçeği Kuran'da şöyle bildirmektedir:
"Demek ki, gerçekten zorlukla beraber kolaylık vardır. Gerçekten güçlükle beraber kolaylık vardır. " (İnşirah Suresi, 5-6)
"... Allah, hiçbir nefse ona verdiğinden başkasıyla yükümlülük koymaz. Allah, bir güçlüğün ardından bir kolaylığı kılıp-verecektir." (Talak Suresi, 7)
Müslümanlar, Allah (cc)'ın sözünün mutlaka gerçekleşecek bir vaat olduğuna kesin olarak inandıkları için, daha en başından bir olayın tüm evrelerinde mutlaka güzel gelişmeler olacağına ve bu olayın en hayırlı şekilde sonuçlanacağına inanırlar. Bu, Allah (cc)'a kesin bir bilgiyle inanan ve Kuran'ın hak kitap olduğunu bilen insanların iman şeklidir. İmanlarındaki bu kesin kararlılık sayesinde Müslümanlar, dünya hayatında her an canlı, şevkli, imanın getirdiği güzel bir coşku içinde yaşarlar. Allah (cc)'ın Kuran'da bildirdiği gibi "hayırlarda yarışan", sürekli güzel ahlak için çaba harcayan bir karakter gösterirler. Müslümanların bu şevkli yapısı ayetlerde şöyle haber verilir:
"Rabbinizden olan mağfirete ve eni göklerle yer kadar olan cennete (kavuşmak için) yarışın; o, muttakiler için hazırlanmıştır." (Al-i İmran Suresi, 133)
"Ey iman edenler, sabredin ve sabırda yarışın, (sınırlarda) nöbetleşin. Allah'tan korkun. Umulur ki kurtulursunuz." (Al-i İmran Suresi, 200)
"Bunlar, Allah'a ve ahiret gününe iman eder, maruf olanı emreder, münker olandan sakındırır ve hayırlarda yarışırlar. İşte bunlar salih olanlardandır." (Al-i İmran Suresi, 114)
Gerçek Müslümanlar Allah (cc)'ın rızasını kazanmakta ve güzel ahlakta gösterdikleri şevk ve heyecan ile diğer insanlardan ayrılırlar. Allah (cc)’a böyle güçlü bir iman ile iman eden bu üstün ahlaklı kimseler, hangi şart altında olurlarsa olsunlar, Allah (cc)'ın emir ve yasaklarını korumakta; Kuran ahlakını uygulamakta hiçbir şekilde taviz vermezler. Çünkü kalplerindeki saygı dolu korku ve derin bağlılık, Allah (cc)'ın beğenmeyeceği bir tavrın gösterilmesini kesin olarak engeller. Aynı şekilde Allah (cc)'ın razı olacağını bildirdiği ahlakı eksiksiz olarak yaşama konusunda da büyük bir şevk ve azim ile hareket edilmesini sağlar. Kuran'da salih müminlerin Allah (cc)'a karşı olan saygı dolu korkuları şöyle ifade edilmiştir:
"Ve onlar Allah'ın ulaştırılmasını emrettiği şeyi ulaştırırlar. Rablerinden içleri saygı ile titrer, kötü hesaptan korkarlar." (Rad Suresi, 21)
Bir başka ayette ise Allah (cc), en güzel dinin, ‘kendini Rabbimiz'e teslim edip, Allah (cc)'a bir olarak iman eden kimselerin dini olduğunu’ belirterek, kayıtsız şartsız bir bağlılığın ve iman derinliğinin önemini şöyle hatırlatmıştır:
"İyilik yaparak kendini Allah'a teslim eden ve hanif (tevhidi) olan İbrahim'in dinine uyandan daha güzel din'li kimdir? Allah, İbrahim'i dost edinmiştir." (Nisa Suresi, 125)