Hz. Süleyman (a.s.) ve Hz. Zülkarneyn (a.s.), Yüce Allah’ın sınırlarını titizlikle korumuş, İslam ahlakını dünya üzerinde hakim kılmak için ciddi bir çaba göstermiş ve bu çabalarının dünyadaki karşılığını güçlü bir hakimiyetle almış olan iki mübarek şahıstır. Hz. Süleyman (a.s.) ve Hz. Zülkarneyn (a.s.) dönemlerinde yaşanan yeryüzü hakimiyetinin dışında bu iki dönemin bir ortak noktası daha bulunmaktadır. Peygamber Efendimiz (sav)’in hadislerinde, bu dönemlerde yaşanan dünya hakimiyetiyle Hz. Mehdi (a.s.) döneminde yaşanacak olan hakimiyetin benzerlikler taşıyacağına dikkat çekilerek Müslümanlara büyük bir müjde verilmektedir. Hz. Süleyman (a.s.); Hz. Nuh (a.s.)’un soyundan gelen, kendisine Allah Katından hidayet ve yüksek ilim verilen üstün ahlaklı mübarek bir peygamberdir. Allah, Hz. Süleyman (a.s.)’ı -aynı babası Hz. Davud (a.s.) gibi- İsrailoğulları’na peygamber olarak göndermiştir. Onu büyük bir saltanat, eşsiz bir zenginlik, cinler ve kuşlarla desteklemiş ve ona çok güçlü ordular ve üstün ilimler lütfetmiştir. Yüce Allah, Hz. Süleyman (a.s.)’a olduğu gibi Hz. Zülkarneyn (a.s.)’e de “yeryüzünde sapasağlam bir iktidar” (Kehf Suresi, 84) vermiştir. Hz. Zülkar-neyn (a.s.) de çok güçlü ve tüm dünyaya nam salmış bir devlete hükmetmiştir. Hz. Süleyman (a.s.) ve Hz. Zülkarneyn (a.s.) dönemleri incelendiğinde ilk dikkat çeken ortak nokta, Allah’ın izniyle din ahlakının hakim olmasıdır. Ancak dünya hakimiyetinin dışında bu iki dönemin ortak bir noktası daha bulunmaktadır. Peygamber Efendimiz (sav)’in pek çok hadisinde Hz. Süleyman (a.s.) ve Hz. Zülkarneyn (a.s.) dönemlerinde yaşanan hakimiyetle, Hz. Mehdi (a.s.) döneminde yaşanacak olan yeryüzü hakimiyetinin birbirine çok benzeyeceğine dikkat çekilmektedir:
Mehdi tıpkı Zülkarneyn ve Süleyman gibi dünyaya hükmedecektir. (El Kavlul Muhtasar Fi Alamatil Mehdiy-il Muntazar, s. 29) Hz. Süleyman (a.s.) ve Hz. Zülkarneyn (a.s.) dönemini anlatan Kuran ayetleri bu bakış açısıyla incelendiğinde, her birinin ahir zamana ve Altınçağ’a yönelik çok önemli işaretler içerdikleri görülür. Nitekim ahir zamanda yaşanacak olan gelişmeler, Hz. Süleyman kıssasındaki pek çok açıklamayla çok büyük benzerlikler taşımaktadır. Ayetlerdeki bu anlatımlar ve Peygamber Efendimiz (sav)’in hadisleri, iman edenlerin günümüzde dünya üzerinde gelişen olayları daha geniş bir açıdan değerlendirmelerine vesile olan ve ufuklarını açan çok hikmetli açıklamalardır. Ahir Zaman ve İslam’ın Altınçağı Peygamber Efendimiz (sav)’den rivayet edilen hadislerde ahir zamanın ve Altınçağ’ın alametleri detaylı olarak haber verilmiştir. Günümüzde gerçekleşen olaylar bu alametler ile kıyaslandığında, ahir zamanın içinde yaşadığımız dönem olduğunu gösteren ve aynı zamanda Altınçağ’ın gelişini müjdeleyen pek çok işaret görülmektedir. Ahir zamanın başlangıcı, hadislerde, fitnelerin çoğaldığı, savaş ve çatışmaların arttığı, dünya üzerinde çok büyük bir ahlaki yozlaşmanın baş gösterdiği ve din ahlakından uzaklaşıldığı bir karmaşa ortamı olarak tanımlanmıştır. Ancak bu ahir zamanın sadece ilk aşamasıdır; ikinci aşamada Allah, Hz. İsa (a.s.)’ı yeniden dünyaya göndererek ve Hz. Mehdi (a.s.)’ı vesile kılarak insanlığı bu karmaşa ortamından kurtaracaktır. Elbette insanlık tarihi boyunca pek çok savaş, doğal felaket ya da deprem gerçekleşmiştir. Ahlaki dejenerasyon her dönemde farklı toplumlarda görülmüş, fakirlik ve açlık dünyanın dört bir yanında asırlardır süregelmiştir. Fakat ahir zaman alametlerini bu olaylardan ayıran fark bu alametlerin hepsinin belli bir zamanda ve aynı dönem içinde, birbiri ardına ve hadislerde belirtilen bazı özel şekillerde gerçekleşmesidir. Burada ayrıca müjdelenmelidir ki; Peygamberimiz (sav)’in hadislerinde anlatılan bu büyük karmaşa ortamı sadece geçici bir dönem yaşanacak ve İslam ahlakının dünyaya hakimiyetiyle bu çalkantılı dönem sona erecektir. Altınçağ, savaşların ve çatışmaların son bulduğu, insanlığa büyük belalar getiren dinsiz ideolojilerin tarihin karanlıklarına gömüldüğü ve dünyanın her yerinde bolluk ve bereketin görüldüğü, adaletin tam anlamıyla yaşandığı bir dönem olacaktır. İslam ahlakı tüm dünyaya yayılacak, insanlar akın akın din ahlakını yaşamaya yöneleceklerdir. Kuran’da İslam ahlakının dünya hakimiyetine işaret eden pek çok ayet bulunmaktadır. Bu ayetler Peygamberimiz (sav)’in Hz. Mehdi (a.s.) ve Hz. Mehdi (a.s.)’ın İslam ahlakını dünyaya hakim kılması hakkındaki haberleriyle birebir uyum içindedir. Konuyla ilgili Kuran’da haber verilen ayetlerden birinde şöyle buyrulmaktadır: “Allah içinizden iman edenlere ve salih amelde bulunanlara vadetmiştir: Hiç şüphesiz onlardan öncekileri nasıl ‘güç ve iktidar sahibi’ kıldıysa, onları da yeryüzünde ‘güç ve iktidar sahibi’ kılacak, kendileri için seçip beğendiği dinlerini kendilerine yerleşik kılıp sağlamlaştıracak ve onları korkularından sonra güvenliğe çevirecektir. Onlar, yalnızca Bana ibadet ederler ve Bana hiçbir şeyi ortak koşmazlar. Kim bundan sonra inkar ederse, işte onlar fasıktır.” (Nur Suresi, 55) İslam ahlakının bu büyük hakimiyeti -daha önce de vurguladığımız gibi- Peygamber Efendimiz (sav)’in bazı hadislerinde Hz. Süleyman (a.s.) ve Hz. Zülkarneyn (a.s.)’in dünya hakimiyetlerine benzetilerek tarif edilmiştir. Büyük İslam alimi İmam Rabbani de ünlü eseri Mektubat’ta, Hz. Mehdi (a.s.)’ın Hz. Süleyman (a.s.) ve Hz. Zülkarneyn (a.s.) gibi dünyaya İslam ahlakını hakim edeceğini bildiren hadislere yer vermiştir. Bu hadis-i şeriflerden birinde şöyle denilmektedir: Tüm olarak, yeryüzünün meliki dört tanedir. Onların ikisi müminlerden, ikisi de kafirlerdendir. Zülkarneyn ve Süleyman müminlerdendir. Nemrud ve Buhtunnasır ise kafirlerdendir. YERE BEŞİNCİ OLARAK EHL-İ BEYTİMDEN BİRİ SAHİP OLACAKTIR. Yani Mehdi. (Mektubat-i Rabbani, 2/251) Peygamberimiz (sav)’in hadisinde de bildirildiğine göre, bugüne kadar Müslümanlardan İslam ahlakını hakim etmiş iki mübarek zat, Hz. Zülkarneyn (a.s.) ve Hz. Süleyman (a.s.)’dır. Allah’ın izniyle dünyaya hakim olacak üçüncü Müslüman ise hadis-i şerifte haber verilen Hz. Mehdi (a.s.)’dir. Hz. Süleyman (a.s.) ve Hz. Zülkarneyn (a. Dönemlerinden Ahir Zamana İşaretler Hz. Mehdi(a.s.)’ın Dünya Hakimiyeti Hz. Süleyman (a.s.) ve Hz. Zülkarneyn (a.s.) İslam ahlakıyla tüm dünyaya hükmetmiş ve çok güçlü bir orduya sahip olmuşlardır. Onların dönemi bu yönüyle Altınçağ ile çok büyük benzerlikler göstermektedir. Altınçağ da insanların akın akın Müslüman olacakları, inkarcı ideolojilerin yeryüzünden silineceği, din ahlakının Peygamberimiz (sav) dönemindeki şekliyle dünya çapında yaşanacağı bir dönemdir. Bazı hadislerde Altınçağ dönemindeki hakimiyet şu şekilde tarif edilmektedir: (Mehdi) bütün dünyaya malik olacaktır. (Kitab-ul Burhan fi-Alamet-il Mehdiyy-il Ahir Zaman, s. 10) Mehdi Doğu ile Batı arasındaki her yeri fetheder. (El Kavlu’l Muhtasar Fi Alamat-il Mehdiyy-il Muntazar, s. 56) Her Üç Mübarek Şahsın da Üstün İlim Sahibi Olması Yüce Allah, Hz. Süleyman (a.s.)’a çeşitli ilimler lütfetmiştir. O, Allah’ın dilemesiyle cinlere ve şeytanlara hükmetmiş, kuşlarla konuşmuş, karıncaların kendi aralarındaki konuşmalarını duyabilmiş, rüzgar ve bakır madeni onun emrine verilmiştir. Hz. Zülkarneyn (a.s.) için de Kuran’da, “İşte böyle, onun yanında “özü kapsayan bilgi olduğunu” (veya yanında olup-biten herşeyi) Biz (ilmimizle) büsbütün kuşatmıştık.” (Kehf Suresi, 91) şeklinde bildirilmektedir. Ayetten de anlaşıldığı üzere Hz. Zülkarneyn (a.s.), Allah’ın ilim verdiği kullardandır. Hz. Mehdi (a.s.) da aynı bu iki kutlu insan gibi çok özel ilimlere sahip olacaktır. Büyük İslam alimlerinden Muhyiddin Arabi açıklamalarında Hz. Mehdi (a.s.)’ın 9 özelliğini saymaktadır. Dikkat edilirse bunlar arasında hikmet, anlayış, ledün gibi, vehbi ilme (çalıflılarak elde edilemeyen, ancak Allah'ın bir lütfu olan ve istediği kuluna verdiği ilim) ait özellikler yer almaktadır. Muhyiddin Arabi’nin bu açıklamaları şu şekildedir:
Basiret sahibi olması
İlahi Kitabı anlaması
İlahi Kelam’ın manasını bilmesi
Tayin edeceği kimselerin hal ve hareketlerini bilmesi
Öfkelendiğinde bile merhamet ve adaletten ayrılmaması
Varlıkların sınıflarını bilmesi
İşlerin girift taraflarını bilmesi
İnsanların ihtiyacını iyi anlaması
Bilhassa kendi zamanında ihtiyaç hissedilen gaibi ilimlere vukufu bulunması (vakıf olması). Çünkü ancak o sayede yeni yeni zuhur edilecek meseleleri halledebilir.” (Muhammed B. Resul, Al Hüseyni El Berzenci, Kıyamet Alametleri, Pamuk Yayınları, s. 189) Rivayetlerde Hz. Mehdi (a.s.)’ın sahip olduğu özel ilim şu şekilde geçmektedir: O, kimsenin bilemediği gizli bir gücün sahibi olduğu için kendisine Mehdi denilmiştir. (Kitab-ül Burhan Fi Alameti-il Mehdiyy-il Ahir Zaman) Hz. Mehdi (a.s.)’ın sahip olacağı bu ilmin “Ledün ilmi” olması muhtemeldir. Ledün ilmine vakıf olan kişi, sırları Allah’ın izin verdiği ölçüde keşfedeceği gibi, bu kişinin çeşitli İlahi sırlardan da haberi olur. (TÜR-DAV, Büyük Lugat, s. 558) Altınçağ’da Bilim ve Teknoloji Alanında Yaşanacak Gelişmeler Kuran ayetlerinde bildirildiği üzere, Hz. Süleyman (a.s.) ve Hz. Zülkarneyn (a.s.) dönemlerinde bilim ve teknoloji alanında çok büyük ve o dönem için alışılmadık gelişmeler yaşanmıştır. Örneğin, Hz. Süleyman (a.s.)’ın erimiş bakır madenini kullanması (Sebe Suresi, 12), sarayının zemininin saydam cam olması (Neml Suresi, 44) ya da Hz. Zülkarneyn (a.s.)’in Ye’cüc ve Me’cuc’ün bozgunculuklarını önlemek için farklı bir teknoloji kullanarak iki dağ arasına set inşa etmesi (Kehf Suresi, 96), bu iki dönemde kullanılan yüksek teknoloji örneklerinden yalnızca birkaçıdır. Altınçağ’ı tasvir eden hadisleri incelediğimizde de benzer bir durumla karşılaşılmaktadır. Altınçağ’da bilim, teknoloji, iletişim ve tıp alanında çok büyük gelişmeler yaşanacaktır. Hadislerde bu konudaki işaretlerden biri şu şekildedir: ... Kişi elindeki kamçıya konuşacak... (Kıyamet Alametleri, Berzenci, s.152) Bu hadisle günümüzün en yaygın iletişim aracı olan cep telefonuna işaret ediliyor olması muhtemeldir. (Doğrusunu Allah bilir.) Hadislerde Altınçağ’daki teknolojik gelişmelere dair dikkat çekilen bir diğer önemli işaret ise şu şekildedir: İnsanlar bir ölçek buğday ektiklerinde karşılığında yedi yüz ölçek bulacak, insan birkaç tohum atacak, 700 avuç hasat edecektir... Çok yağmur yağmasına rağmen bir damlası bile boşa gitmeyecek. (Kıyamet Alametleri, Ber-zenci, s. 164) Bu hadis ile teknolojinin bir ürünü olan makineler aracılığıyla yapılan modern tarıma dikkat çekiliyor olabilir. Teknolojide yaşanan ilerlemeler tarım alanında da çok büyük gelişmelere vesile olmuş, yeni üretilen çeşitli makineler gerek ekimi, gerekse hasatı çok kolaylaştırmıştır. Allah’ın izniyle Hz. Mehdi (a.s.) döneminde bu alanda çok büyük ilerlemeler kaydedilecek, tarımla uğraşan insanların hayatlarında çok büyük kolaylıklar sağlanacaktır. Hayvan Sevgisine Önem Verilmesi Altınçağ ile Hz. Süleyman (a.s.) dönemi arasındaki bir diğer dikkat çeken benzerlik de, hadislerde de görüldüğü üzere, hayvanlar üzerindeki hakimiyettir. Hz. Süleyman (a.s.) kuşlar başta olmak üzere çeşitli canlılar üzerinde nasıl hakimiyet kurduysa, Altınçağ döneminde de hayvanlar üzerinde, yırtıcı hayvanların dahi insanlara zarar vermesi engellenebilecek şekilde bir hakimiyet olacaktır. Hz. Mehdi (a.s.)’ın, hayvanlara karşı sevgisi ve şefkati çok güçlü olacak; onların halini, ihtiyaçlarını çok iyi anlayacaktır. Onun döneminde, yeryüzündeki tüm varlıklar gibi yerdeki ve gökteki tüm hayvanlar da Hz. Mehdi (a.s.)’ye karşı çok büyük bir sevgi duyacak; hepsi ondan razı olacaklardır: ONUN HİLAFETİNDEN (manevi liderliğinden) YER VE GÖK EHLİ, HATTA HAVADAKİ KUŞLAR BİLE RAZI OLACAKTIR. (El-Kavlu’l Muhtasar Fi Alamet-il Mehdiyy-il Muntazar, s. 26) Barış ve Birlik Yanlısı Olmaları Hz. Süleyman komşu ülkelerle olan ilişkilerinde hoşgörülü, affedici ve barış yanlısı bir tutum sergilemiştir. Sorunları diplomasi yoluyla çözmeyi tercih etmiş ve adil yöntemler izlemiştir. Hz. Zülkarneyn ise çevresindeki halklar tarafından “yeryüzünde bozgunculuğu ve fitneyi önleyen kişi” olarak tanınmış, insanlara barış ve huzur getiren bir lider olmuştur. Hz. Süleyman ve Hz. Zülkarneyn dönemleri bu yönüyle Altınçağ dönemiyle çok büyük benzerlikler göstermektedir. Altınçağ’da da insanlar kendi istekleriyle Müslüman olacak, hiçbir savaşa gerek kalmadan İslam ahlakı tüm dünyaya hakim olacaktır. Bu dönemi tasvir eden hadislerden bir tanesi işe şöyledir: Zamanında ne bir kimse uykusundan uyandırılacak, ne de bir kimsenin burnu kanayacaktır. (El Kavlu’l Muhtasar Fi Alamatil Mehdiyy-il Muntazar, s. 42) Din Ahlakını Tebliğ Konusunda Akılcı ve Kararlı Olmaları Hz. Süleyman aldığı akılcı ve seri kararlar ile tüm müminler için çok hikmetli bir örnektir. Sebe Ülkesi’nin halkını iman etmeye davet etmek için yazdığı ve Kuran’da haber verilen mektup (Neml Suresi, 29) onun tebliğ gücünü gösteren önemli bir delildir. Kuran’da mektubun içeriğiyle ilgili olarak şu bilgiler verilmiştir: “Gerçek şu ki, bu, Süleyman’dandır ve ‘Şüphesiz Rahman ve Rahim Olan Allah’ın Adıyla’ (başlamakta)dır. (İçinde de:) “Bana karşı büyüklük göstermeyin ve bana Müslüman olarak gelin” diye (yazılmaktadır).” (Neml Suresi, 30-31) Hz. Süleyman’ın mektuptaki üslubu son derece açık ve etkileyicidir. Mektubun çok güçlü ve hüküm sahibi bir insandan geldiği, özlü, kararlı ve kesin üslubundan da anlaşılmaktadır. Hz. Zülkarneyn’in Yecüc ve Mecüc isimli kavmin bozgunculuğunu önlemek için kıyamete kadar yıkılamayacak, güçlü bir set inşa etmesi de (Kehf Suresi, 98) onun gücünün ve akılcılığının bir göstergesidir. Hz. Süleyman ve Hz. Zülkarneyn gibi, Hz. Mehdi (a.s.) de aklı ve ferasetiyle tanınacaktır. Altınçağ’da insanlar Allah’ın izniyle akın akın İslam’a yönelecek, bunun için çok geniş kapsamlı ve seri çalışmalarda bulunulacaktır. Toplumlar birbiri ardına İslam ahlakını benimseyecek, inkarcı ideolojiler hızlı ve kalıcı girişimlerle dünya üzerinden kalkacak, her türlü zulüm sistemi tarihin karanlıklarına gömülecektir. Bu konu ile ilgili olarak büyük İslam alimi Muhyiddin Arabi şunları belirtmektedir: Allah ona (Mehdi’ye) o kadar güç verecek ki, bir gece içinde zulmü ve ehlini ortadan kaldıracak, dini ikame edecek, İslam’ı ihya edecek, önemsenemez bir hale geldikten sonra ona tekrar kıymet kazandıracak, ölümünden sonra onu diriltecek... Asrında cahil, cimri ve korkak olan bir adam hemen alim, cömert ve cesur olacak... Dini, Resulullah (sav)’ın zamanında olduğu gibi aynen uygulayacak... (Muhyiddin Arabi el-Endülüsu, Futuhat-ül Mekki-ye, Bab 66, Kıyamet Alametleri, s. 186) Allah’ın Verdiği Nimetleri Din İçin ve O’nun Rızasını Kazanmak Amacıyla Kullanmaları Hz. Süleyman, sahip olduğu zenginlikleri Allah’ın bildirdiği İslam ahlakını dünya üzerinde yaymak için en güzel şekilde kullanmıştır. Fethettiği ülkelerde yaşayan insanları öncelikle Allah’a iman etmeye ve teslim olmaya davet etmiştir. Hz. Zülkarneyn de “... Rabbimin beni kendisinde sağlam bir iktidarla yerleşik kıldığı (güç, nimet ve imkan) daha hayırlıdır...” (Kehf Suresi, 95) ayetinden de anlaşıldığı gibi, Allah’ın nimetiyle sağlam bir iktidara sahiptir. Altınçağ’da da insanlar çok büyük bir zenginliğe, refaha ve huzura kavuşacaklardır. Hz. Mehdi (a.s.) yeryüzünün tüm zenginliğini din ahlakını dünyaya hakim kılmak için kullanacaktır. Onun eşi ve benzeri olmayan uygulamaları insanların İslam ahlakına karşı kalplerinin yumuşamasına vesile olacak ve İslam ahlakı çok kısa bir sürede tüm dünyaya hakim olacaktır. Bu konudaki hadislerden bazıları şu şekildedir: Ümmetim arasında Mehdi çıkacak, Allah onu insanları zengin kılmak için gönderecektir. Ümmet nimetlenecek, hayvanlar bol bol yiyip içecek, arz nebatını (dünya ürünlerini) çıkaracak... (Kitab-ül Burhan fi Alamet-il Mehdiyy-il Ahir Zaman, s. 15) ... Biattan önce, insanlar grup grup ona akın edecekler ve oraya giden herkes ondan bereket kazanacaktır. (El-Kavlu’l Muhtasar Fi Alamet-il Mehdiyy-il Muntazar, s. 25) Altınçağ’da Yaşanacak Refah Ayetlerden Hz. Süleyman döneminde çok büyük bir zenginlik yaşandığı ve insanların refah içinde bir yaşam sürdükleri anlaşılmaktadır. Altınçağ da bolluk ve bereketiyle Hz. Süleyman dönemiyle çok büyük bir benzerlik gösterecektir. İnsanlara her istedikleri sayılmadan, bol bol verilecek, yer ve gök ehli Hz. Mehdi (a.s.)’nin hilafetinden razı olacaktır. Mehdi ile müjdelenin... ONDAN YER VE GÖK EHLİ RAZIDIR... (Kitab-ül Burhan fi Alamet-il Mehdiyy-il Ahir Zaman, s. 13) Hz. Mehdi (a.s.)’nin Örnek Adaleti ve Hoşgörüsü Kuran ayetlerinde, Hz. Süleyman ve Hz. Zülkarneyn’in hoşgörülü, affedici ve barış yanlısı bir tutum içinde oldukları bildirilmiştir. Hz. Zülkarneyn, karşılaştığı topluma karşı güzelliği ilke edinmiş ve toplumu kolay olana davet etmiştir. (Kehf Suresi, 88) Onlara karşı adaletle davranmış ve sorunları karşısında onlara çıkış yolları göstermiştir. Hz. Süleyman da hakimiyeti boyunca adaletle hükmetmiştir. Hz. Mehdi (a.s.) de ortaya çıktığında İslam ahlakını tıpkı Hz. Zülkarneyn ve Hz. Süleyman gibi kültürel faaliyetlerle hakim kılacak, diplomasiyi kullanacak, sanat ve estetiğe önem verecek, adaleti ve dürüstlüğüyle tüm insanların sevgisini kazanacak ve barış dolu bir dünya oluşturacaktır. Dünya zenginlikleri insanlar arasında eşit bir şekilde dağıtılacak, yeryüzünden fakirlik ve yokluk kalkacaktır. O (Mehdi) arza sahip olur ve kendisinden önce baskı ve zulümle dolu olan arzı adaletle doldurur. Sizden ona kim yetişirse, kar üzerinde sürünerek dahi olsa gelsin, ona katılsın. Zira o Mehdi’dir. (Kitab-ül Burhan fi Alamet-il Mehdiyy-il Ahir Zaman, s. 14) Ebu Said Hudri Resulullah (sav)’den rivayet ediyor: “Mehdi’nin izleyicileri ona sığınırlar, bal arılarının kraliçe arıya sığındıkları gibi (onun yanında güven ve huzur bulurlar), o yeryüzünü adalet ve dürüstlükle dolduracaktır.” (El Kavlu’l Muhtasar Fi Alamatil Mehdiyy-il Muntazar, s. 30) Sonuç: Ahir Zamana Yönelik Benzerlikler Müslümanlar İçin Müjdedir Hz. Süleyman’ın ve Hz. Zülkarneyn’in yaşadıkları dönemlerde gerçekleşmiş olan dünya hakimiyeti tüm Müslümanlar için çok büyük bir müjdedir. Çünkü yazı boyunca vurgulandığı üzere, bu kıssalarda ahir zamana yönelik önemli işaretler bulunmaktadır. Allah’ın sınırlarını titizlikle koruyan, İslam ahlakını dünya üzerinde hakim kılmak için ciddi bir çaba sarf eden ve hiçbir zorluk karşısında yılgınlık göstermeyen Müslümanlar, tarihin her döneminde mutlaka üstün geleceklerdir. Allah’ın yardımı ve desteği mutlaka onların yanında olacaktır. Hz. Süleyman ve Hz. Zülkarneyn yukarıda sayılan özelliklerinin dünyadaki karşılığını güçlü bir hakimiyetle (ve elbette Allah’ın diğer pek çok manevi lütfu ile) almışlardır. Ahir zamanda aynı hakimiyet, Hz. Mehdi (a.s.) vesilesiyle mutlaka gerçekleşecektir. Hz. Mehdi, Peygamberimiz (sav)’in de haber verdiği gibi tüm hizmetlerini yerine getirecek ve Allah’ın izniyle Kuran ahlakını tüm dünyaya hakim kılacaktır. Bu, Allah’ın iman edenlere bir vaadidir: “Elçilerini hidayet ve hak din üzere gönderen O’dur. Öyle ki onu (hak din olan İslam’ı) bütün dinlere karşı üstün kılacaktır; müşrikler hoş görmese bile.” (Saff Suresi, 9)